30 Kasım 2015 Pazartesi

The Balm - Nude Dude Far Paleti


Herkese merhabalar,

Pop art tarzı esprili kullanışlı ambalajlarıyla ve yüksek performanslarıyla tam bir The Balm aşığı olduğumu itiraf etmeliyim. Yakın çevrem ve instagramdan takip edenler de buna dikkat etmiştir :) eskiden makyajda en az kullandığım ürünler farlardı. Sadece göz kapağımdaki eşitsizlikleri nötrleyen ten rengi bir far ve özel zamanlar için kullandığım tekli farlarım vardı. Bu arada allıkları da far olarak kullanmaya bayılırım :) Bu far konusundaki meraksızlığımı The Balm Nude Dude’u alarak oldukça aştım. Kendisi tek tük küçük 4’lü farlarım hariç ilk far paletimdir (ve devamı geldi… :)). Tabiki ilk olarak ambalajı gönlümü çaldı. Çok çekici bir kadın figürü kullanılan kapağını açınca farlarla sansürlenmiş beyleri görüyoruz. The Balm’ın esprili, değişik, sıradan olmayan bu duruşunu seviyorum. Kapağın arkasında kocaman ve kaliteli bir aynası var. Yoklukta çok güzel iş görür. Mıknatıslı karton ambalajı her zamanki gibi çok sağlam, çantada açılmasının mümkün olduğunu düşünmüyorum. Bu kısmı geçtikten sonra içinde kullanışlı olabilecek natürel ve soft renkler görünce denemeye karar verdim. 



The Balm Nude Dude far paleti ( sansürlü beyler:) )

Toplamda 12 adet far içeriyor ve 9,6 gram olarak belirtilmiş gramajı. Far bitirmek bence oldukça zor, bu yüzden bu paletin uzunca bir süre yeterli olacağını düşünüyorum. Bu noktada hemen pigmentasyonlarına geçelim. Benden “orta” notunu alıyor far bazını kullanmadan sürünce. Kalıcılığı da aynı şekilde. Günlük makyajımda far bazı olmadan makyaj yapmıyorum çünkü göz kapaklarım nispeten yağlı; farlar çok çabuk uçuyor bulaşıyor ve çizgi çizgi oluyor. Far bazı kullanıyor olmamın bir etkisi de farların renklerini çok daha canlı ve yoğun olarak taşıyabiliyorum. The Balm’ın çok sevdiğim put a lid on it far bazını anlatmıştım; şuradan okuyabilirsiniz.

Renklerini inceleyecek olursak, 12 adet rengin 4 tanesi mat; kalan 8 tanesi ise ışıltılı. Renklerin hepsi “tam” bir göz makyajında kullanılabilecek, birbirleriyle uyumlu, geçişlere izin veren renkler. Eğer gölgesiz, tek renkli göz makyajını tercih ediyorsanız bunun için de gayet öneririm. Ben iki türlüsünü de bu paletle yapmaktan çok keyif alıyorum. Renkler günlük kullanıma uygun renkler ama farklı kombinlerle gece makyajına da çok elverişli. Tek bir paletle her şey mümkün gibi yani :) Paletin renkleri ile alakalı eleştirim ten rengi farı (fearless) başarısız bulmamla ilgili olacak. Kişisel olarak far bazımı sürdükten sonra ten rengi bir farla (Wet’n Wild creme brulee favorimdir) göz kapağımdaki eşitsizlikleri gideriyor ve damarlı görünümü azaltıyorum. Göz makyajım için uygun, düz bir zemin oluşturuyorum. Tabiki bu adımı atlayarak da göz makyajını tamamlayabiliriz. Ama bu renk bir far yapısal olarak daha etkili olsaydı çok çok kullanışlı olurdu diye düşünüyorum. Pigmentasyonu az, istediğim aydınlık görüntüyü vermiyor ve renk konusunda Wet’n Wild’ın creme bruleesi bana uygun kalıyor.

Hadi şimdi renklere bakalım,



The Balm Nude Tude tüm renkler

®Fearless: Paletin göz kapağı eşitsizliklerini dengeleyecek rengi. Mat yapıda, açık ten rengi. Pigmentasyonu zayıf; benim için paletteki işlevsiz bir renk. Belki teni daha koyu olanlar daha memnun kalabilir.

®Flawless: Mat yapıda bir kahverengi. Sütlü kahve demek daha doğru. Makyajda geçişleri doğallaştırmak için ideal diye düşünüyorum. Çok hafif göz kapağının katlanan yerine gölge verilmesine uygun.

®Firm: Işıltılı bir sütlü kahve. İçerisinde hafif şeftalilikler barındırıyor. Göz makyajımda eskiden hep mat ürünler tercih ederken son zamanlarda ışıltılı farları daha yoğun kullanıyorum. Bu rengi de genelde göz pınarlarımdan açık renk olarak başladığım makyajı bitişe doğru gölgelendirmek ve anlamlandırmak için kullanıyorum.

®Flirty: Bu renk tam bir yanar döner :) Pembe ile mor arasında kalmış ışıltılı bir lila. Çok severek kullanmıyorum açıkçası çünkü göz makyajında pembe-mor arasında kalmış renkler dayak yemişim gibi bir görüntüye sebep oluyor. Ben yakıştıramıyorum bir türlü. Ama renk kendi başına bir harika...

®Friendly: Koyu kahverengi mat yapılı; çok az koyu mora çalıyor.

®Fierce: Işıltılı, siyah. İçerisinde hafif bir yeşillik var. Siyah dumanlı makyaja ve ıslak kullanımda eyeliner olarak kullanılmaya uygun. Ama hiçbir farın o sevdiğimiz simsiyah ve keskin eyeliner görüntüsü sağlayacağını düşünmüyorum. Özellikle smoky dediğimiz dumanlı/gölgeli makyajlarda eyeliner tadında bir tamamlayıcı olarak kullanılabilirler bence.




The Balm Nude Dude palet alttaki altılı

®Fabulous: Işıltılı yapıda, açık sarı. Göz pınarlarını aydınlatmak için ideal. Göz pınarlarından göz kapağının ilk kısmına doğru makyaja aydınlık vermek için kullanılabilir.

®Faithful: En çok kullandığım 2 renkten biri. Şeftalilik barındıran aydınlık veren bir altın rengi ama bağır bağır bir renk değil :) Göz kapağımı ikiye ayıracak olursam, göz pınarından itibaren göz kapağının çeyreğine ya da yarısına kadar bu rengi sürüp, arkasından hafif bir geçişle kahverengi bir farla gölgelemeye bayılıyorum. Özellikle bu paletteki firm ile birlikte kullanıyorum.

®Fit: En çok kullandığım renk. Rengi Rosegold şeftali olarak tanımlayabiliriz. Yine göz kapağımı ikiye ayıracak olursam, göz pınarından itibaren göz kapağının çeyreğine ya da yarısına kadar bu rengi sürüp, arkasından hafif bir geçişle kahverengi bir farla gölgelemeye bayılıyorum. Özellikle bu paletteki firm ile birlikte kullanıyorum. Renk Too Faced Chocolate paletteki “Marzipan” ile azıcık benzerlik gösteriyor. Zaten o paletteki favorim de marzipan :)

®Feisty: Mat bir gül kurusu. Bu renk Mac’in Mehr rujuyla birlikte güzel bir kombin yapılabilir.

®Funny: Işıltılı bir kızıl kahve. Bu tonları kendime yakıştırmadığımdan elim gitmiyor ama renk çok güzel.

®Fine: Işıltılı sert bir kahve. Yine eyeliner tadında ama daha yumuşak çizgiler elde edilmek isteniyorsa uygun olacaktır.

The Balm Nude Dude palet üstteki altılı


NOT: Fotoğraflarda The Balm put a lid on it far bazı kullanılmıştır.



Sonuç olarak hem uygun fiyatlı hem kaliteli, her türlü kullanıma uygun bir far paleti; yenir.


Ürünlerle ya da herhangi bir şey ile ilgili bir sorunuz olursa yorum bırakabilirsiniz.


Blogumu ziyaret eden, yazılarımı okuyan, yorum bırakan herkese sonsuz teşekkürler…




Devamını Oku »

22 Kasım 2015 Pazar

GOSH Much More Moist Şampuan


Merhabalar, 

Sizlere hayal kırıklığı bir üründen bahsetmek istiyorum. Hani bir sürü lansmanı yapıldı Danimarka’nın güzellik sırrı Gosh’un saç bakım ürünleri Türkiye’ye geliyor diye, hatırladınız mı ? 

Gosh Much More Moist Şampuan


Açıkçası şampuanını Türkiye’de raflarda göremedim ama Danimarka’ya gittiğimde büyük bir hevesle almıştım. Saçlarım uzun ve özellikle uçları kuru olduğu için genelde bakım yapan, nem veren ürünleri tercih ediyorum. Gosh’un turuncu renkli kuru saçlar için olan “much more moist” şampuanını da nem endişesiyle aldım. Kendisini hiç sevemesem de objektif yorumlayabilmek adına yeterli bir süre kullandım. Öncelikle normalde zaten temiz içerikli ürünler tercih ettiğimi belirtmeliyim şampuan konusunda. Bu temiz içerikli yani sls, paraben, silikon içermeyen gruptaki şampuanların ortak özelliği alışık olduğumuz yumuşaklığı sağlamamaları ve alışkın olduğumuz şampuanlardan daha az köpürmeleri. Benim gözlemim bu şekilde. Gosh temiz içerikli bir ürün olmamasına rağmen, yumuşaklık konusunda çok kötü bir ürün. Hiç işlem uygulanmamış, sadece uzunluğundan ötürü uçları kuru olan saçlarımı keçe gibi yaptı, varın siz düşünün işlem görmüş bir saça neler yapar. 

Gosh Much More Moist Şampuan - İçerik

Keçe olmuş saçımı açmak için epeyce uğraştıktan ve kuruttuktan sonraki etkilerine gelecek olursak, saçlarımı kullandığım diğer organik şampuanlara göre daha dolgun ama kullanmayı sevdiğim turuncu elidor şampuanıma göre daha az dolgun gösterdi. Saçlarımda az biraz nem hissettim mi sorusuna gerçekten şüpheyle yaklaşıyorum çünkü saçımı açabilmek için çok fazla yağ vs. kullanmak zorunda kalıyorum. Etkisini görmek için herhangi bir ürün kullanmadan kuruttuğum zaman ise saçlarımın tararken yıpranmasına neden oluyor ve bunun dışında saçları ağırlaştırdığını düşünüyorum ki en katlanamadığım şeylerden bir tanesi. 

Bir daha kendisini nerede görsem kaçarım.

Ama rengi çok güzel evet, yanarlı dönerli bir buz mavisi :)

Siyah bir plaka üzerinde şampuanın rengi

Ürünle ya da herhangi bir şey ile ilgili bir sorunuz olursa yorum bırakabilirsiniz. 


Blogumu ziyaret eden, yazılarımı okuyan, yorum bırakan herkese sonsuz teşekkürler…




Devamını Oku »

17 Kasım 2015 Salı

La Roche Posay - Effaclar Temizleme Jeli

Merhabalar,

La Roche Posay’in bu yüz yıkama jelini cilt bakım rutinimin ortasına koyuyorum. Effaclar hassas ama karma ve yağlı ciltler için uygun bir temizleme jeli. 

La Roche Posay Effaclar yüz yıkama jeli
Özellikle karma yer yer sivilceli ama nemsiz bir cildin korkulu rüyasıdır bence yüz yıkama jelleri. Çünkü bu cilt tipine göre seçeceğiniz ürünlerin büyük bir çoğunluğu cildinizi kurutacaktır. Effaclar’ın farkı ise görevini bebek poposu kıvamında yumuş yumuş bir cilt arkasında bırakarak yapması. Cildime çok iyi geldiğini söylemeliyim ama bir kez daha altını çizmek istediğim nokta yüz yıkama jellerinin kullanımı. Sabah akşam kullanmayın, cildinizin kendi doğal dengesini bozmayın. Bu noktada da en doğru bilgiyi bir satış danışmanından değil doktorunuzdan alın. Bu ürünü yine dermatalogum sayesinde tanıdım, kendim de alabilirdim ya da bir satış danışmanı da önerebilirdi. Buradaki dikkat çekmek istediğim nokta beynimize yerleşmiş birtakım ezbere bilgiler... Kendim seçip almış olsaydım hem sabah hem akşam kullanırdım emin olun. İnternetten okusaydım da aynı şey olurdu sanırım. Satış danışmanlarına gelince, işini doğru yapanlara sonsuz sevgilerimi gönderiyorum ama emin olmadan siz yine de ipleri tamamen onlara bırakmayın. Daha geçenlerde Dermalogica’nın bir etkinliğine katılmıştım ve bana doktorun söylediğinin çok yanlış olduğunu, günde 2 kere kullanılması gerektiğini ve gece boyunca yüzümde biriken sebumun kirin ne olacağını sormuştu. Rutininize günde 1 kere kullanmayı oturttuktan sonra cildiniz bir süre sonra kendini toparlıyor zaten. O sabah kalktığınızda yüz yıkama jeline ihtiyaç duyuyor olmanız tamamen aslında çok kullanıyor olmanızdan kaynaklanıyor. Cildin katmanlarını yorarak, hasar vererek temizlerseniz cildiniz bir problem var sanıp bunu onarmak için oraya daha çok sebum yollayacaktır yani cildinizi yağlandıracaktır. İşin mantığı bu. Sabahları sadece bol su ile yıkamak öyle iyi gelecek ki. Kullandığınız ürünleri azalttığınızda ve daha önemlisi hepimizin istemsizce yaptığı daha çok kullanırsak daha iyi geleceği fikrinden uzaklaştığınızda daha sağlıklı bir cilde kavuşuyorsunuz benden söylemesi. Bunlar benim fikirlerim tabiki ve benim cildime iyi gelen şeyler; sizlere de doktorunuzla kendi rutininizi oluşturmanızı öneririm.

Şimdi bu kadar çok bilmişlik yettiyse, klasik ürünümüzün artıları ve eksileri köşemize geçelim.

+ Cildi çok nazik ve iyi bir şekilde temizliyor.

+ Temizlerken cildinizin nem dengesini bozmuyor, gerim gerim germiyor.

+ Yıkadıktan sonra ferah, temiz ve yumuşacık bir cilt kalıyor elinizde.

+ Ürün paraben, renklendirici madde, alkol ve sabun içermiyor.

LRP Açıklaması ve içerik

+ Çok az bir miktarı (nohut tanesi bile çok) tüm yüze yeterli oluyor (125ml’lik tüp günde 1 kere kullanıldığında 6 ay kadar yeterli oluyor).

+ PH: 5,5 (Burada PH’ı biraz açalım. PH bir maddenin asidik ya da bazik olduğunu gösteren bir değer. Sağlıklı bir cildin PH’ı 5,5 olmalıdır. PH skalasında 1 en asidik değer; 14 ise en alkali değer. Yani cildimizin en üst katmanı biraz asidik bir değerde bulunuyor. Bu PH seviyesinde cilt sağlıklı bir şekilde canlı, nemli, duru ve parlak gözükür. Yani yakalamamız gereken değer budur. La Roche Posay’in bu ürünündeki PH 5,5 ibaresi de bu yüzden bu kadar önemlidir. Gerçekten de kullandıktan sonra cildimi canlı, nemli, duru hissediyorum. Ve uzun vadede bence kontrolü ele alıyor. Eğer cildin PH dengesini koruyamazsanız cildiniz buna çeşitli hassasiyetlerle tepki gösterir (nemsizlik, kuruma, gerilme, kendini yenileme kabiliyetinde düşüş vs)).

+ Çok hafif ve temizlik ferahlık veren bir kokusu var.

+ Yatıştırıcı etkisi ile bilinen La Roche Posay termal su içeriyor.

+ Fiyat/performans eğrisine koyduğumuzda yıldızlı bir 10’u hakkediyor.


Ürünün bence eksi bir yanı yok. Meraktan kısa süreli farklı markaların ürünlerini deneyip bir kez daha koşarak kendisine dönüyorum. Bundan sonra yine La Roche'un toleriane serisindeki yüz temizleme jelini denemek aklımda ama. Bir arkadaşımda bir kere denemiştim ve hoşuma gitmişti. Klasik LRP özelliklerini taşıyordu ama daha kremsi yapıdaydı. Sizlerin Effaclar ve Toleriane hakkında fikirleriniz neler ? Yorum olarak bırakabilirseniz çok sevinirim. Hepinizin fikirlerini merak ediyorum doğrusu.

Son olarak kimler kullanmalı ?

Karma ciltliler, özellikle karma ve hassas ciltliler, sivilce problemi olanlar, yağlı ciltliler, yağlı ve hassas ciltliler

Unutmadan menşeini merak edenler için La Roche Posay (LRP) çok güvenilir bir Fransız markası.

vee mutlu son, aile fotoğrafımız... :)


Ürünle ya da herhangi bir şey ile ilgili bir sorunuz olursa yorum bırakabilirsiniz. 



Blogumu ziyaret eden, yazılarımı okuyan, yorum bırakan herkese sonsuz teşekkürler…



Devamını Oku »

11 Kasım 2015 Çarşamba

The Balm - Put a Lid on It


Merhabalar,

Makyajında olmazsa olmaz 3 ürün say deseler sanırım ilk 3’e mutlaka The Balm’ın göz farı bazını koyarım. Göz kapaklarınız yağlı ise durumu bilirsiniz, hiçbir far uzun süreli gözünüzde durmaz. Benim en katlanamadığım şey ise farımın göz kapağımda çizgi çizgi olmuş o görünümü. 

The Balm - Put a Lid on It göz kapağı için baz, far bazı


Uzunca bir süre önce “put a lid on it” ile tanıştım ve bütün bu sorunları geride bıraktım. Size gönül rahatlığıyla tavsiye edeceğim en sevdiğim ürün olması bu yüzdendir. Ürünü ilk sürdüğünüzde biraz ıslak ve hatta yağlı gibi hissedeceksiniz. Panik yok :) 15 – 20 saniye içerisinde kuruyup sabitlenecek. Bu dakkadan sonra da üzerine ne sürerseniz siz çıkarana kadar koruyacak. Eğer ürünün 1-2 dakika kurumasını beklemezseniz, ne farınızı sürebilirsiniz ne de dağıtma işlemi uygulayabilirsiniz ve bu ürün sizin için kötü bir ürün sınıfına girebilir. Kullanımı ile alakalı bu kadar bilgi yeterli diye düşünüyorum, sorularınız olursa yorum olarak bırakabilirsiniz. 

Şimdi artılarına ve eksilerine liste şeklinde bakalım mı ?

+Göz makyajınızı zamk gibi yapıştırıyor, herhangi bir akma ve bulaşmaya izin vermiyor. 

+Kullanıyor olduğunuzun farın rengini daha net vermesini sağlıyor. Pigmenti düşük bir far olsa bile rengini göstermesine olanak sağlıyor.
Bu konuda aşağıdaki swatchlar yardımcı olacaktır diye düşünüyorum. Soldan ilk 4 çizgi put a lid on it far bazını uygulamadan drug store ve high end karışık olmak üzere farklı markalara ait farların performansını gösteriyor. Bu 4 çizginin bitimiyle yine aynı sırayla başlayan çizgiler ise aynı farların put a lid on it kullanıldıktan sonraki performanslarını gösteriyor. Bu tabloya bakarak en büyük değişikliği Flormar'ın kutuda harika gözüken emerald rengi tekli farı gösteriyor. Far bazı uygulamadan neredeyse hiç renk vermedi, sonrasında ise harika bir yeşile dönüştü. Yine Art decoda ve The Balm nude dude'da da benzer bir durum söz konusu. En az değişikliği Too Faced'in Chocolate Bar paletindeki renkler gösteriyor. Kendi hallerine de çok pigmentliler. Put a lid on it renklerini bir tık daha belirgin, canlı ve kalıcı yapıyor. 

Belirtilen farların "Put a Lid on It" uygulanmış ve uygulanmamış halleri
Fotoğraftan görememe ihtimalinize karşın, kullandığım farlar sırasıyla,

Too Faced Chocolate Bar paletinden "Marzipan"
The Balm Nude Dude paletinden "Funny"
Art Deco tekli far "503 numara"
Flormar tekli far "005 emerald"

Kullandığım farlar 

+Saatler ilerledikçe oluşan çizgi çizgi far görünümüne kesin çözüm oluyor, bu ürünü kullanınca bu problemle hiç karşılaşmıyorum.

+Çok ekonomik; çok çok az bir miktarı iki göze de yeterli oluyor. Gramajının az gibi gözükmesine bakmayın, her gün dahi kullansanız yaklaşık 1 senede zor bitiyor. Ben hijyenik sebeplerden 6 -7 aydan fazla kullanmıyorum ama çoğu ürünü. Bir de indirime girdiği zaman genelde 40% indirime giriyor, fiyatı oldukça makul bir seviyeye geliyor. Merak edenler için ürün yaklaşık 9cm ve içeriği 11.8 mL.

İki göz kapağına da yetecek miktar


+Tüpte olması ve ağzının minicik olması hem hijyenik hem de gereğinden fazla ürünün çıkmasına engel oluyor.

+Ambalajı her The Balm ürünü gibi ilgi çekici, komik ve pop-art tarzında.

The Balm - Put a Lid on It pop-art tarzı ambalajı (görsel thebalm sitesinden alıntıdır)


+Alerjik bir bünyem var ama herhangi bir alerjiye ya da iritasyona sebep olmadı.

+Fiyat/performans eğrisine koyduğumda : 10/10

-İçerik temizliği konusunda ferahlatıcı bir bilgi vermem zor. Aşağıdan sizler de inceleyebilirsiniz. Paraben yok ama rahatsız edici bazı diğer kimyasallar içeriyor. Ürün içeriği sizin için önemli değilse sorun yok. Ama ben tek bir zararlı kimyasal içeren ürün seçme hakkım var ve bunu bu bazdan yana kullanıyorum diyerek kendimi rahatlatıyorum :)

The Balm Put a Lid on It - İçerik (görsel amazondan alıntıdır)

-Ürünün içerik dışında herhangi bir eksisi yok bana göre. Her gün kullanıyorum ve herhangi yeni bir ürün arayışına geçmeme neden olacak hiçbir şeyle karşılaşmadım. Bittikçe alıyorum.

-Son olarak ürünün eksisi olarak görülür mü kararsızım ama göz kapağına renk verme, göz kapağınızdaki renk farklılıklarını eşitleme, damarlı görünümü azaltma gibi bir etkisi yok.

The balm ürünleri yalnızca Gratis'lerde satılıyor ve senede 3- 4 kez 40% indirime giriyor. Bu da ürünlerin kullanım sürelerini düşününce biten ürünlerinizi indirimli alabilmek için gayet yeterli.


Ürünlerle ya da herhangi bir şey ile ilgili bir sorunuz olursa yorum bırakabilirsiniz. 


Blogumu ziyaret eden, yazılarımı okuyan, yorum bırakan herkese sonsuz teşekkürler…
Devamını Oku »

4 Kasım 2015 Çarşamba

ProNail Smart Express Manikür Seti


Herkese merhabalar,

Bugünkü yazım tek kullanımlık evde manikür setleriyle alakalı. Aslında bu işlere pek zaman ayırmayan benim gibilere çok uygun bir paket olduğunu düşünüyorum. Paketin içindekilere bakacak olursak:

2 el için birer adet içi özel kremli tek kullanımlık eldiven

1 adet tek kullanımlık havlu

1 adet portakal çubuğu (tırnak etlerini ittirmek için)

Uygulanışına gelirsek, ben önce tırnaklarımı kesip, gerekli gördüğüm kısımları törpüledim. Daha sonra tek kullanımlık kremli eldivenleri ellerime geçirdim ve sıcak olması için paketten çıkan tek kullanımlık havluya sardım. Sıcak sayesinde hem keratinli kremin daha etkili olacağını hem de ellerimin daha güzel yumuşayacağını düşündüm. Hem de sıcağı çok seviyorum tamam kabul :) 

Smart Express Manicure set - Pro Nail keratinli manikür mucizesi

Sonrasında paketin arkasında, eldivenin uçlarını keserek (eldiven hala elinizdeyken ve parmak uçlarınız dışarıda kalmışken) portakal çubuğuyla tırnak etlerini ittirmek gerektiği ve ölü deriyi et pensi ile almak gerektiği yazıyor. Ben tabiki bu kadar uğraşmadım :) hop diye eldiveni çıkardım ve içerisinde kalan kremi ellerime, kollarıma yedirdim. Portakal çubuğuyla tırnak etlerimi ittirdim.

Portakal çubuğuyla müdahale :)

Krem emildikten sonra ise ojemi sürdüm. Paketin arkasında tırnak üzerinde kalan keratini losyon ile temizleyin ve ojenizi sürün yazıyordu ama ben bu işlemi de anlattığım gibi birazcık kendime göre yaptım.

Vee sonuç.. Ojelerim Sally Hansen Hard as Nails Xtreme Wear - 330 Grey Area

Gelelim artılara ve eksilere,

- Bol bol paraben içeriyor, içeriği görmek isteyenler aşağıdaki fotoğraftan inceleyebilirler

Ürün içeriği
+ Vakitsizlikten yakınan ellere ekstra bir çaba sarf etmeden bakım yapıyor

+ Verdiği yumuşaklık hissi ve nemlendirmesi gayet güzeldi; ellerine hiçbir krem çare olmayan annem bile nemlendirmesini çok başarılı buldu

+ Pratik ve hijyenik


Tabiki kısa vadede nasıl bakım yaptığını kestirmek, etkilerini görmek çok zor. Ürün tırnak eti sertleşmelerini, şeytan tırnağı oluşumlarını, tırnak kırılmalarını ve soyulmalarını engellemeyi vadediyor. İçeriğinde E vitamini ve keratin var ama tek kullanımda gözle görülür bir fark yaratacaklarını düşünmüyorum. Hayatımda hiç manikür ya da pedikür yaptırmadım. Hijyenik açıdan kafamda hep soru işaretleri oluşuyor. Şanslıyım ki tırnaklarım kendiliğinden manikürlü gibi, hep iltifat alıyorum bu konuda. Bu yüzden bana uygun bir ürün açıkçası. Ürünü tekrar alıp keyif amaçlı kullanabilirim, süreç hoşuma gitti. Şu anda meraktan başka bir markanınkini aldım bile hatta. Tek kullanımlık paket vanilyaclub sitesinde 8,90 TL. Bana satın almış olduğum vanilya kutumdan çıkmıştı.

Ürünlerle ya da herhangi bir şey ile ilgili bir sorunuz olursa yorum bırakabilirsiniz. 

Blogumu ziyaret eden, yazılarımı okuyan, yorum bırakan herkese sonsuz teşekkürler…

Devamını Oku »

2 Kasım 2015 Pazartesi

Bioderma - Biobonus +


Herkese merhabalar,

Bugün Bioderma’nın değişen Biobonus sistemini anlatmak istiyorum. Klasik kampanya devam ediyor. Yani 10 puan biriktiriyorsunuz (genelde 5 adet ürün ediyor) ve karşılığında 2 puanlık bir ürünü ücretsiz olarak eczanelerden alabiliyorsunuz. Bioderma’nın 2 puanlık olmayan bir ürününe henüz rastlamadım. Kremler, makyaj temizleme suları vs. hep 2 puan oluyor. Bilenler de yorum olarak yazarlarsa sevinirim, öğrenmiş oluruz :)

Neyse efendim, daha önceleri eczaneler size bir kart veriyordu, ürün kutularının arkalarındaki kodları söküp bu karta yapıştırıyordunuz ve bu şekilde eczaneye gidiyordunuz. Şimdi ise sistem tamamen online işliyor. 


www.biobonus.com üye olma ekranı

  • Her üründen çıkan kodu aşağıda gördüğünüz "Kupon Kodu" yazan kısıma girip "uygula" diyoruz ve böylece online kartımıza işliyoruz. 


Kupon kodlarının girileceği alan
Online puan kartı

  • Bu kodlar hesabımızda kalıyor ve 10 puana eriştiğimizde sistem bize 8 haneli bir kod veriyor. Bu kodu dilerseniz kısa mesaj olarak telefonunuza isteyebilirsiniz.

Hediye ürün kodu

  • Daha sonra bu kod ile birlikte Bioderma bayisi olan eczanelere gidiyoruz ve 2 puanlık istediğimiz bir ürünü ücretsiz olarak alıyoruz. Bioderma bayisi olan eczanelerin listesine buradan ulaşabilirsiniz. Unutmadan söyleyeyim hediye verdikleri ürünün puanını alıyorlar maalesef. 

Ben biriktirdiğim puanlarla ne zamandır merak ettiğim Bioderma Sensibio eye contour gel aldım. Yeterince denedikten sonra sizlerle yorumlarımı paylaşacağım.


Herhangi bir şey ile ilgili bir sorunuz olursa yorum bırakabilirsiniz. Blogumu ziyaret eden, yazılarımı okuyan, yorum bırakan herkese sonsuz teşekkürler…


Devamını Oku »